MASTAR المَصْدَرُ
Mastar, zamana bağlı olmaksızın bir durum veya olayı anlatan sözdür.
Sülasi Mücerred Fiillerin mastarlarının birçok vezni vardır. Bunlardan
bazıları şöyledir:
فِعَالَةٌ – 1 Vezni: Genellikle bir sanat ve meslek ifade etmek için kullanılır.
صِباغَةٌ : boyacılık
خِلافَةٌ : halifelik
رئاسةٌ : başkanlık
زراعةٌ : ziraat
خِياطة : terzilik
سِقَايةٌ : suculuk
إمامَةٌ : imamet
وِزارةٌ : bakanlık
تجارةٌ : ticaret
سِفارةٌ : sefaret
طِباخةٌ : aşçılık
حِراسةٌ : bekçilik
Bu vezinden geldiği halde meslek bildirmeyen vezinler de vardır:
عِبادَةٌ : ibadet
قِراءةٌ : okumak
حِضانةٌ : çocuk bakımı
وِقايةٌ : korumak
فِعالٌ – 2 Vezni: Genellikle uzaklaşmak, kaçmak anlamına gelen fiillerin
mastarları bu kalıptan gelir.
فِرارٌ : kaçmak فِراقٌ : ayrılık شِرادٌ : kaçmak, sapmak
فَعْلانُ – 3 Vezni: bu vezinden gelen mastarlar daha çok hareket ve davranış
anlatır.
دَوْرانٌ : dolaşmak
قَفْزانٌ : atlamak
سَيْلانٌ : akmak
طَيْرانٌ : uçmak
ذَوْبانٌ : erimek
فَيضانٌ : taşmak
فُعالٌ – 4 Vezni: Genellikle ses ve hastalık bildiren fiillerin mastarı bu
vezinden gelir.
صُهالٌ : at kişnemek
مُواءٌ : miyavlamak
صُداعٌ : baş ağrısı
مُكاءٌ : ıslık
سُعاَلٌ : öksürük
دُوارٌ : baş dönmesi
فُعُولَةٌ- 5 ve فَعَالةٌ Vezinleri: فَعُلُ vezninden gelen fiillerin mastarları
genellikle bu ölçülerde gelir.
سٌهُولَةٌ : kolaylık
عُذوبَةٌ : suyun tatlılığı
لَطافَةٌ : incelik
نظافَة : temizlik
شَجاعةٌ : cesaret
صَراحةٌ : açıklık
فَعَلٌ – 6 Vezni: فَعِلَ vezninden gelen lazım fiillerin mastarları genellikle bu
vezinden gelir.
فَرْحٌ : sevinmek
هَرْمٌ : ihtiyarlamak
تَعْبٌ : yorgunluk
فَشْلٌ : başarısızlık
نَدَمٌ : pişmanlık
غَرَقٌ : bayılmak
فُعُولٌ – 7 Vezni:
وُصولٌ : ulaşmak
قُعُودٌ : oturmak
خُروجٌ : çıkmak
نُزولٌ : inmek
رُجوعٌ : dönmek
دُخولٌ : girmek
مُرورٌ : uğramak
حُضورٌ : gelmek
سُكُونٌ : durmak, kalmak
فَعْلٌ – 8 Vezni:
زَرْعٌ : ekin ekmek
بَحْثٌ : aramak
مَكْثٌ : durmak
نَسْفٌ : savurmak
قَتْلٌ : öldürmek
أخْذٌ : almak
فَهْمٌ : anlamak
ضَرْبٌ : vurmak
آَسْبٌ : kazanmak
Sülasi mezid fiilerin mastarları aynı zamanda o baba ismi olmaktadır.
تَفْعيل إفْعال مُفَاعلَة إسْتِفْعال babları gibi…
Masdar: Bir iş ve oluşu, zamana bağlı olmadan anlatan isim cinsinden kelimelerdir. Gitmek, konuşmak, okumak, gelmek gibi kelimeler masdar grubuna giren kelimelerdir. Masdar Türkçede fiillerin sonuna “-mek, -mak” takısı getirilerek yapılır. Arapçada ise her fiilin ayrı bir masdar şekli vardır. Üç harfli fiillerin masdarları semâidir. Ancak sözlüğe bakarak veya bir bilenden duyarak öğrenilir. Mesela:
نَزَلَ (İndi) fiilinin masdarı نُزُولٌ (İnmek) şeklindedir.
سَبَحَ (Yüzdü) fiilinin masdarı سِبَاحَةً (Yüzmek) şeklindedir.
كَتَبَ (Yazdı) fiilinin masdarı كِتَابَةً ve كَتْبٌ (Yazmak) şeklindedir. Bazı fiillerin birden fazla masdarı olabilir.
Sülasi fiillerin masdarları semâi iken, rubâi mücerred ve mezid babların masdarı belirli vezinlerde gelir. Masdarlar isim cinsinden oldukları için ismin bütün özelliklerini taşırlar. Örneğin harf-i tarif olan “el” takısı alabilir ya da tenvin alabilir.
Şu noktaya da dikkat çekmek istiyoruz: Masdarlar hem malum fiilin masdarıdır, hem de meçhul fiilin masdarıdır. Meçhul fiillerin ayrı bir masdarı yoktur. Mesela:
شَرِبَ (İçti) fiilinin masdarı شُرْبٌ (İçmek) şeklindedir. شَرِبَ fiilinin meçhulü olan شُرِبَ (içildi) fiilinin masdarı yine شُرْبٌ (içilmek) şeklindedir. Malum ve meçhul fiillerin masdarları aynı şekilde gelir.
أَكْرَمَ (İkram etti) fiilinin masdarı إِكْرَامٌ (İkram etmek) şeklindedir. أَكْرَمَ fiilinin meçhulü olan أُكْرِمَ (İkram edildi) fiilinin masdarı yine إِكْرَامٌ (ikram edilmek) şeklindedir.
Masdarlar müennes kabul edilirler. Bu yüzden cemileri “cem’i müennes-i salim” kalıbında gelir. Mesela:
جَلَسَ (Oturdu) fiilinin masdarı جُلُوسٌ (Oturmak) şeklindedir. جُلُوسٌ masdarının cem’i ise جُلُوسَاتٌ şeklindedir. Gördüğünüz gibi, masdarın cem’i, “cem’i müennes-i salim” kalıbında gelmiştir. Masdarların en çok müfredleri kullanılır.
Şimdi de masdarların alt gruplarını öğrenelim. Üç türlü masdar vardır:
1- Masdar-ı binâ-i merre: Bir olayın bir kere yapıldığını gösteren masdardır. Sülasi fiilden ( فَعْلَةٌ ) vezninde gelir. Sülasi fiilin dışındaki bablarda ise masdarın sonuna yuvarlak “te” ( ة ) getirilerek masdar-ı binâ-i merre elde edilir. Bu masdar çeşidi, genellikle mef’ulü mutlak olarak kullanılır. Mesela:
“Oturdu” manasındaki جَلَسَ fiilinin masdar-ı binâ-i merresi جَلْسَةٌ şeklindedir ve “bir kere oturmak” manasına gelir. Gördüğünüz gibi, masdar-ı binâ-i merre ( فَعْلَةٌ ) vezninde gelmiştir.
“Temizledi” manasındaki نَظَّفَ fiilinin masdar-ı binâ-i merresi تَنْظِيفَةٌ şeklindedir. “Bir kere temizlemek” manasına gelir. Gördüğünüz gibi, masdar-ı binâ-i merre için fiilin masdarının sonuna yuvarlak “te” eklenmiştir.
2- Masdar-ı binâ-i nev’i: Durum bildiren masdarlara denir. Sülasi fiilden ( فِعْلَةٌ ) vezninde gelir. Diğer bablarda ise masdarın sonuna yuvarlak “te” ( ة ) getirilir. Mesela:
جَلَسَ fiilinin masdar-ı binâ-i nev’i جِلْسَةٌ şeklindedir ve “oturma şekli” manasına gelir. Gördüğünüz gibi, masdar-ı binâ-i nev’i ( فِعْلَةٌ ) vezninde gelmiştir.
شَرِبَ fiilinin masdar-ı binâ-i nev’i شِرْبَةٌ şeklindedir ve “içme şekli” manasına gelir. Gördüğünüz gibi, masdar-ı binâ-i nev’i ( فِعْلَةٌ ) vezninde gelmiştir.
أَكْرَمَ fiilinin masdar-ı binâ-i nev’iإِكْرَامَةٌ şeklindedir ve “ikram etme şekli” manasına gelir. Gördüğünüz gibi, masdar-ı binâ-i nev’i için, fiilin masdarının sonuna yuvarlak “te” eklenmiştir.
3- Masdar-ı câli: “Yapma masdarı” anlamına gelir. Bazı isimlerin sonuna şeddeli bir “ye” ( ىّ ) ve yuvarlak “te” ( ة ) ilavesiyle yapılır. Sıfat anlamı veren masdardır. Mesela:
إِنْسَانٌ kelimesinin masdar-ı câlisi إِنْسَانِيَّةٌ şeklindedir ve “insanlık” manasına gelir. Gördüğünüz gibi, masdar-ı câli, ismin sonuna şeddeli bir “ye” ve yuvarlak “te” ( ة ) ilavesiyle yapılmıştır.
حُرٌّ kelimesinin masdar-ı câlisi حُرِّيَّةٌ şeklindedir ve “özgürlük” manasına gelir. Gördüğünüz gibi, masdar-ı câli, ismin sonuna şeddeli bir “ye” ve yuvarlak “te” ( ة ) ilavesiyle yapılmıştır.
Rubaî Mücerred Fiillerin Mastarları İki Vezinden Gelir:
فِعْلانٌ – 1 Vezni:
زَلْزَل يُزَلْزِلُ زِلْزالٌ : sarsıntı
سَرْوَلَ يُسَرْوِلُ سِرْوالٌ : şalvar giymek
فَعْلَلَةٌ – 2 Vezni:
تَرْجَمَ يُتَرْجِمُ تَرْجَمَةٌ : terceme
عرْبَدَ يُعَرْبِدُ عَرْبَدةٌ : arbede
Mimli Mastarlar المصْدر الميمي
Sülasi fiillerin bazılarının mastarları mimli gelir. Bu tür mastarlara mimi
mastar denir. Bunların başlıca iki vezni vardır:
مَفْعَلٌ – 1 Vezni:
مَقْعَدٌ : oturmak
مَطْلَبٌ : istemek
مَقْتَلٌ : öldürmek
يَقْعُدُ
يطْلِبُ
يَقْتُلُ
قعَدَ : oturdu
طلبَ : istedi
قتلَ : öldürdü
مَفْعِلٌ – 2 Vezni: Özellikle muzarisinin aynul fiili meksur olan babların minli
nastarları bu vezinden gelir.
مَرْجِعٌ : dönmek
مَنْطِقٌ : söylemek
يَرْجِعُ
يَنْطِقُ
رجَعَ : döndü
نَطَقَ : söyledi
Bazı sülasi fiillerin mimli mastarlarının sonuna bir ( ة) eklenir.
مَوْعِظَةٌ : öğüt vermek
مَرحَمَةٌ : acımak
يَعِظُ
يَرْحَمُ
وَعَظَ : öğüt verdi
رَحِمَ : acıdı
Yapma Mastarlar المصْدتر الصُناعي
Camit isimlerin sonuna ( ة) eklenerek yapılan mastarlara yapma mastar
denilir.
الإنسانُ الإنسانيةُ : insanlık
المَسؤولُ المَسؤوليةُ : mesuliyet
الجاهِلُ الجاهِليةُ : cahiliyet
1 Sarih (açık ) mastar.
İnmek نُزُولٌ , anlamak فَهْمٌ
نزوله inmesi , فهمه anlaması
2 Müevvel mastar (mastar olarak tevil edilen / mastar anlamı verilen).
Müevvel mastar أَنْ harfi ile muzari veya mazi fiilin bir araya gelmesinden oluşur.
أَنْ يَنْزِلَ inmesi , أَنْ يَفْهَمَ anlaması
بعدَ أَنْ رَجَعَ dönmesinden sonra
1 Sarih (açık ) mastar:
Sülasi mücerred fiillerin (üç harfi de asli olan) mastarları semaidir (Araplardan işitildiği şekliyle öğrenip ezberlenilir). Bunların belirli bir kuralı yoktur.
1 نَزَلَ 2 يَنْزِلُ 3 نُزُولٌ
1 indi (mazi) 2 iniyor / iner (muzari) 3 inmek (mastar).
1 فَهِمَ 2 يَِفْهَمُ 3 فَهْمٌ
1 anladı (mazi) 2 anlıyor / anlar (muzari) 3 anlamak (mastar)
Sülasî mücerred bir fiile bir, iki, üç … harf ilave edilek oluşturulan fiilerin mastarları ise kıyasîdir, diğer bir deyişle aynı kalıptadır. İf’âl babı, te’îl babı, mufa‘ale babı, istif’âl babı … adlarıyla anılan bu mastarlar kurallıdır. Bu baplardaki fiiller aynı kalıpta olur, mastarları tektir.
Mesela if’âl babına giren sülasî mücerred fiillerin (sülasî iken mastarları farklı farklı da olsa) mastarları if’âl kalıbında gelir.
1 نَزَلَ 2 يَنْزِلُ 3 نُزُولٌ ـــ 1 أَنْزَلَ 2 يُنْزِلُ 3 إِنْزَالٌ
1 indi 2 iniyor / iner 3 inmek —— 1 indirdi 2 indiriyor 3 indirmek (if’âl babından mastar)
2 Müevvel mastar
أَنْ + mansub fiili muzari
أَنْ + الفعلُ المضارعُ المنصوبُ … : …mak, …mek
أُرِيدُ أَنْ أَتَعَلَّمَ … öğrenmek istiyorum
1 تَعَلَّمَ ، 2 يَتَعَلَّمُ ، 3 تَعَلُّمٌ
1 öğrendi (mazi) 2 öğreniyor (muzari) 3 öğrenmek (mastar )
1 Öğrenmek istiyorum (Arapçayı).
أُرِيدُ أَنْ أَتَعَلَّمَ اللُّغَةَ العَرَبِيَّةَ
أُرِيدُ تَعَلُّمَ اللُّغَةِ العَرَبِيَّةِ
2 Gitmek istiyorum (eve).
أُرِيدُ أَنْ أَذْهَبَ إِلَى البَيْتِ
أُرِيدُ الذَّهَابَ إلَى البَيْتِ
3 Anlamak istiyorum (Kur’ân’ı).
أُرِيدُ أَنْ أَفْهَمَ القُرْآنَ
أُرِيدُ فَهْمَ القُرْآنِ
4 Kalmanı istiyoruz (burada).
نُرِيدُ أَنْ تَبْقَى هُنَا
نُرِيدُ بَقَاءَكَ هُنَا
Not: Sarih mastarlar şayet bir şeye muzaf değilseler el takılı olarak kullanılırlar. 2. cümlede olduğu gibi.
Önemli not: Sarih mastarlar farklı şahıslarla da kullanılsa (sen, o, biz, onlar vb.) tek bir yazılışı vardır.
Misal:
خُرُوجٌ çıkmak (sarih mastar)
خُرُوجُكَ من الصَّفِّ
Sınıftan çıkman
خُرُوجُنَا من الصَّفِّ
Sınıftan çıkmamız
خُرُوجُهُمَا من الصَّفِّ
O ikisinin sınıftan çıkması
خُرُوجُ الطَّالِبِ من الصَّفِّ
Öğrencinin sınıftan çıkması
خُرُوجُ الطَّالِبَاتِ من الصَّفِّ
Kız öğrencilerin sınıftan çıkması
Ancak müevvel mastarın şahıslara göre fiil çekimi değişir.
Misal:
Sınıftan çıkmanı istiyor. (sen erkek)
يُرِيدُ أَنْ تَخْرُجَ مِنَ الصَّفِّ.
Sınıftan çıkmalarını istiyor. (o iki erkek)
يُرِيدُ أَنْ يَخْرُجَا مِنَ الصَّفِّ.
Sınıftan çıkmamı istiyor.
يُرِيدُ أَنْ أَخْرُجَ مِنَ الصَّفِّ.
Sınıftan çıkmalarını istiyor. (o bayanlar)
يُرِيدُ أَنْ يَخْرُجْنَ مِنَ الصَّفِّ.
Sınıftan çıkmanızı istiyor. (siz erkekler)
يُرِيدُ أَنْ تَخْرُجُوا مِنَ الصَّفِّ.
أَنْ li ve أَنْ siz olarak fiili muzarinin çekimi
1هُوَ يَذْهَبُ 2 هُمَا يَذْهَبَانِ 3 هُمْ يَذْهَبُونَ
2 هِيَ تَذْهَبُ 2 هُمَا تَذْهَبَانِ 3 هُنَّ يَذْهَبْنَ
1 أَنْتَ تَذْهَبُ 2 أَنْتُمَا تَذْهَبَانِ 3 أَنْتُمْ تَذْهَبُونَ
1 أَنْتِ تَذْهَبِينَ 2 أَنْتُمَا تَذْهَبَانِ 3 أَنْتُنَّ تَذْهَبْنَ
1 أَنَا أَذْهَبُ 2 نَحْنُ نَذْهَبُ 3 نَحْنُ نَذْهَبُ
Not: Fiili muzari normalde merfûdur (harekesi ötredir). Ancak nasb ve mastar harfi olan أَنْ harfi fiili muzarinin sonunu nasb eder. Fiili muzarinin nasblık durumu şu şekillerde olur:
Fetha harekesi ile: أَنْ يَذْهَبَ , أَنْ تَذْهَبَ , أَنْ أَذْهَبَ , أَنْ نَذْهَبَ
Ef’âli hamsenin (beş fiil, yukarıdaki çekimde altı çizili olanlar) nunları düşer:
أَنْ يَذْهَبَا , أَنْ يَذْهَبُوا , أَنْ تَذْهَبَا , أَنْ تَذْهَبُوا , أَنْ تَذْهَبِي
يَذْهَبْنَ (o bayanlar) ile تَذْهَبْنَ (siz bayanlar) mebnidir (son harekesi hiç değişmez)
1 أَرَادَ 2 يُرِيدُ 3 إِرَادَةٌ
1 istedi (mazi) 2 istiyor (muzari) 3 istemek (mastar)
1هُوَ يُرِيدُ أَنْ يَذْهَبَ 2 هُمَا يُرِيدَانِ أَنْ يَذْهَبَا 3 هُمْ يُرِيدُونَ أَنْ يَذْهَبُوا
1 هِيَ تُرِيدُ أَنْ تَذْهَبَ 2 هُمَا تُرِيدَانِ أَنْ تَذْهَبَا 3 هُنَّ يُرِدْنَ أَنْ يَذْهَبْنَ
1 تُرِيدُ أَنْ تَذْهَبَ 2 تُرِيدَانِ أَنْ تَذْهَبَا 3 تُرِيدُونَ أَنْ تَذْهَبُوا
1 تُرِيدِينَ أَنْ تَذْهَبِي 2 تُرِيدَانِ أَنْ تَذْهَبَا 3 تُرِدْنَ أَنْ تَذْهَبْنَ
1 أُرِيدُ أَنْ أَذْهَبَ 2 نُرِيدُ أَنْ نَذْهَبَ 3 نُرِيدُ أَنْ نَذْهَبَ
Konuyla ilgili kısa bir parça
السلامُ عليكم.
وعليكم السلام.
مَنْ أَنْتَ؟
أَنَا طَالِبٌ يَدْرُسُ فِي كُلِّيَّةِ الإِلَهِيَّاتِ.
Ben ilahiyat fakültesinde okuyan bir öğrenciyim.
وَمَنْ هُمْ؟
Ya onlar kim?
قَالُوا لِي إِنَّهُمْ مُهَنْدِسِينَ.
Bana mühendis olduklarını söylediler.
مَاذَا تُرِيدُ؟
Ne istiyorsun?
أُرِيدُ أَنْ اَتَعَلَّمَ اللُّغَةَ العَرَبِيَّةَ. / أُرِيدُ تَعَلُّمَ اللُّغَةِ العَرَبِيَّةِ.
Arapça öğrenmek istiyorum.
وَهُمْ مَاذَا يُرِيدُونَ؟
Ya onlar ne istiyorlar.
لاَ أَعْلَمُ مَاذَا يُرِيدُونَ. اِسْأَلْهُمْ فَلَمْ يَقُولُوا لِي شَيْئًا.
Ne istediklerini bilmiyorum. Onlara sor, zira bana bir şey söylemediler.
لِمَاذَا تُرِيدُ أَنْ تَتَعَلَّمَ اللُّغَةَ العَرَبِيَّةَ؟ / لِمَاذَا تُرِيدُ تَعَلُّمَ اللُّغَةِ العَرَبِيَّةِ.
Niçin Arapça öğrenmek istiyorsun?
لِأَفْهَمَ القُرْآنَ حِينَ قَرَأْتُ آيَاتِهِ. / لِفَهْمِ القُرْآنِ حِينَ قَرَأْتُ آيَاتِهِ
Ayetlerini okuduğumda Kuranı anlamak için.
Not: Fiili muzarinin başına li ve hatta gelince gizli bir en ile mansub olur. Burda olduğu gibi.
ألِهذَا السَّبَبِ تُرِيدُ أنْ تَتَعَلَّمَ اللُّغَةَ العَرَبِيَّةَ؟ / ألِهذَا السَّبَبِ تُرِيدُ تَعَلُّمَ اللُّغَةِ العَرَبِيَّةِ؟
Arapçayı bu yüzden mi öğrenmek istiyorsun?
بِالطَّبْعِ لاَ، هُنَاكَ أَسْبَابٌ أُخْرَى.
Tabi ki hayır. Başka sebepler de var.
مِثْلَ مَاذَا؟
Ne gibi?
أُرِيدُ أَيْضًا أَنْ أَقْرَأَ الصُّحُفَ وَالجَرَائِدَ العَرَبِيَّةَ وَ (أَنْ) أَتَكَلَّمَ مَعَ الَّذِينَ يَتَكَلَّمُونَ اللُّغَةَ العَرَبِيَّةَ.
أُرِيدُ أَيْضًا قِرَاءَةََ الصُّحُفِ وَالجَرَائِدِ العَرَبِيَّةِ وَ التَّكَلُّمَ مَعَ الَّذِينَ يَتَكَلَّمُونَ اللُّغَةَ العَرَبِيَّةَ.
Ayrıca Arapça gazete ve dergileri okumak ve Arapça konuşanlarla konuşmak istiyorum.
إِنِّي عَلَى يَقِينٍ مِنْ أَنَكَ سَتَنَالُ مُبْتَغَاكَ. فَلْيَكُنِ اللهُ فِي عَوْنِكَ.
İstediğine ulaşacağına eminim. Allah yardımcın olsun.
فَمَنْ كَانَ اللهُ فِي عَوْنِهِ فَلَنْ يَخِيبَ أَمَلُهُ.
Zira Allahın yardımında olduğu (yardım ettiği) kişinin ümidi boşa çıkmaz.